Dişi bir aslan, yaklaşık 2 veya 3 yaşına gelene kadar yavrularına bakar.

Günümüzde, büyük kedilerin hayatta kalması, habitat kaybı, kaçak avlanma ve iklim değişikliği nedeniyle zorlu bir durum haline gelmiştir. Neyse ki doğa, dişi aslanlara yavrularını korumaları için gereken stratejileri oluşturmalarını sağlayacak gerekli zeka, çok yönlülük ve annelik içgüdüsünü sağlamıştır.

Yavrularına dişi aslanlardan daha fazla bağlı olan çok az hayvan vardır. Doğuştan bir yırtıcı olan bu canlı cesur bir memelidir. Vahşi doğadaki dişi aslanların davranışları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, yazımızı okumaya devam edin!

Koruma Stratejisi

Vahşi doğada bir dişi aslan, birden fazla erkekle çiftleşebilir. Bu, yavrularını korumaya yönelik stratejilerden biri olabilir. Farklı erkeklerle çiftleşme, yavruların genetik çeşitliliğini sağlar. Bu önemlidir çünkü, örneğin, baskın olan erkeğin değiştiği durumlarda, aslan sürüsünde yeni doğan bebeğin öldürülmesi yaygındır. Bu durumda, yavruların genetik çeşitliliği, sürü içinde hayatta kalmaları için faydalıdır.

Dişi aslanların ikinci stratejisi, hamileliklerini grup olarak birlikte zamanlamaktır. Bu, yavruları birlikte büyütmeye yardımcı olur ve yavruların hayatta kalma şansını artırır. Dişi aslanlar, doğum zamanı yaklaşınca, yavrularını saklamak için sürüden ayrı uzak bir sığınak ararlar. Genellikle 4’e kadar yavru doğabilir.

Yavruların hayatın ilk günlerinde ne kadar çaresiz oldukları dikkat çekicidir: 3-11 günlük olana kadar kördürler. Zeki annelik içgüdüsü sayesinde, dişi aslanlar onları ancak yaklaşık 8 haftalık olduklarında sürüyle tanıştırır. Dişi aslanlar saklanırken yavrular her iki haftada bir dişlerini değiştirirler.

Bu dönemde en çok yavruyu öldüren avcılar sırtlanlar, çakallar, filler ve bufalolardır.

Dişi aslanın ortalama gebelik süresi 105 ile 110 gün arasındadır. Doğum sonrası dönemde, dişiler yavruları büyüyüp bağımsız hale gelene kadar genellikle çiftleşmeye istekli olmazlar. Dişi aslanlar kendilerini sadece yavrularını büyütmeye adarlar. Yavruları yaklaşık 8 ay boyunca emzirirler.

Yavruları emzirme, dişi aslan için çok önemlidir.

Yukarıda bahsedildiği gibi, aynı sürüye ait dişiler yaklaşık olarak aynı zamanda yavrularını doğururlar. Bu, yavruların bakımı, korunması ve beslenmesi için ortak bir  grubun oluşmasını sağlar. Aslında, bu düzenleme sayesinde, aynı sürüden olan dişi aslanlar genellikle diğerlerinin yavrularını da emzirecektir. Bununla birlikte, yavrular arasındaki yaş farkı 3 ayı geçerse, emziren dişi aslan daha genç yavruları kabul etmeyecektir.

Davranışsal araştırmacılar, bunun emzirmenin toplulukçu doğasından kaynaklandığına inanırlar. Yaşça daha büyük, daha güçlü yavrular daha fazla süt tüketecek ve genç yavruların açlıktan ölmelerine sebep olacaktır. Çoğu yavru hayatta kalamaz. Vahşi doğanın zorlu koşulları, yavruların % 40 ila % 80’inin yaşamlarının ilk yılında ölmesine neden olabilir. İki ana neden yiyecek kıtlığı ve saldırılardır.

İstilacılar, genelikle, başka bir sürüden kovulmuş dişileri arayan erkek aslanlardır. Bir sürü bulduklarında, önce mevcut erkeklerle savaşmaları gerekir. Kazanırlarsa, işgalcilerden oluşan koalisyon, yavruları öldürecektir.

Uzmanlara göre, yavruları öldürmek, dişileri daha hızlı ulaşılabilir kılmayı ve saldıran erkeklerin genlerinin aktarımını sağlamayı amaçlıyor. Dişi aslanlar ise yavrularını korumak için ölümüne savaşacaklardur. Annelerin kendilerini gruplar halinde savunmaları yaygındır.

Hindistan’ın Gir ormanlarında yaşayan yetişkin Asya aslanları, sadece çiftleşme amacıyla etkileşimde bulunan tek cinsiyetli gruplar halinde yaşarlar. Son zamanlarda, 70 yetişkin Asya aslanı üzerinde yapılan bir takip çalışması, farklı bir organizasyon şeklini ortaya çıkardı: Dişiler gebe kalmadan önce birden fazla grupla çiftleşir.
Sonuç olarak, komşu erkek koalisyonları birbirlerine düşman olsalar da, babalık net olmadığı için yavrulara karşı hoşgörülü davrandılar. Bu sistem bebek öldürmeyi azaltıyor gibi görünüyor.

Görüldüğü gibi dişi aslanlar, tüm hayvanlar alemindeki yavrularına kendisini en çok adamış annelerdendir. Kuşkusuz, bazı davranışları insanlarınkinden daha karmaşık olduğu için doğa bizi şaşırtmayı asla bırakmaz!