Hayvanların Altıncı Hissi Var mı?
Hayvanların beş ana duyusu, dokunma, tat, koku, görme ve işitme duyusu olduğu bilinmektedir. Peki altıncı his gibi bir şey gerçekten var mı?
Çoğu köpekbalığı türünün kafalarının yanlarında, yakınlarındaki canlıların küçük kas hareketlerini algılamak için kullandığı sensörler vardır. Bu “altıncı his”, elektromanyetik algılama olarak bilinir ve köpekbalıklarının tüm hayvanların ürettiği elektromanyetik alanları tespit etmesine izin verir.
Yüzyıllar boyunca, sıçanlar, tavuklar ve yılanlar dahil olmak üzere belirli hayvan türlerinin depremleri tespit etme kabiliyetine sahip olup olmadığı da sorgulanmıştır. Bu hayvanların depremden günler öncesine kadar deprem bölgelerini terk ettikleri biliniyor ve bu davranış, 2004’te Güneydoğu Asya’da zarar gören çok az vahşi hayvanın bulunduğu yıkıcı tsunami felaketinde de görülmüştür.
Köpeklerde ise bu durum daha farklıdır. Duyu ötesi algılamaları olduğunu hemen hemen tüm köpek sahipleri farketmiştir. Evde yaşayan bir köpeğin, dışarıdan gelen aile bireylerinden birisinin kapıyı çalmadan dakikalar önce heyecanlanması, tenha bir yerde dolaşırken ani hareket ile sizi o bölgeden uzaklaştırmak istemesi gibi.. Ama bu örnekler yalnızca köpek sahiplerinin köpekleriyle yaşamış oldukları tecrübelerden ibarettir. Bilimsel bir gerçek yoktur.
Köpeklerin de elektromanyetik algılamaya sahip olduklarını gösteren araştırmalar vardır.
Bu konuda araştırmalar yapan Diana L.Guerrero bir söyleşide; her hayvanın deprem öncesi farklı şekillerde davranışlar gösterdiğini söylemiştir. “Deprem öncesinde genellikle saklanmazlar. Uluma, sızlanma, havlama ve sahibine karşı daha yoğun ilgi bazı tepkileridir. Sokak kapısı, oda kapıları ve pencereler arasında heyecanlı bir şekilde gider gelirler. Onların hareketlerinde dikkat ederseniz tehlikeden korunacaksınızdır.. .”
Geçtiğimiz senelerde, British Medical Journal’da köpeklerin kanserli tümörleri koklayarak tespit ettiklerini yayımladı, U.S. Epilepsy Institute ise köpeklerin bir insanın sara nöbeti geçireceğini bildiğini açıkladı.
Hawai Üniversitesi’nden George Pararas Carayanni 1920’de Çin’de yaşanan 8,5 büyüklüğündeki depremden sonra Çin’de hayvan davranışları üzerinde çalışmaya başladı ve 1966 yılında Kuzey Çin’deki depremde, merkez üssünde yer alan kasabalardaki köpeklerin kulübelerinden kaçarak hayatta kaldıklarını tespit etti.
National Geographic News’dan bir alıntı: Ravi Corea (Sri Lanka vahşi yaşamı Koruma Derneği Başkanı) tsunami sırasında Sri Lanka’daydı. Olaydan hemen sonra 60 kadar ziyaretçinin yok olduğu Yala Ulusal Parkına gitti. 1300 kilometrekarelik bu büyük alan filler, leoparlar ve 130 çeşit kuş gibi birçok cins hayvanın eviydi. Coreo orada iki bufalo haricinde hiçbir hayvan ölüsüne rastlamadı…
Binlerce insanın öldüğü Hindistan’ın Cuddalore kumsalında Indo-Asian News servisi buradaki bufalo, keçi ve köpeklerin hiçbir zarar görmediğini rapor etti. Corea’ya en ilginç gelen şey ise Galle yakınındaki bir kumsalda yaşayan yakın arkadaşının iki köpeğinin her zamanki günlük yürüyüşlerine çıkarmak istememeleri, belki de bu sayede hayatta kalmaları olmuş.
Deprem ve tusunaminin vurduğu ülkelerde 120.000’in üzerinde insanın yaşamını yitirmesine karşın, hayvan ölülerine çok az rastlanması; hele Sri Lanka ulusal parkındaki fil ve leoparların hepsinin afetten kurtulması, eski bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi: Hayvanlar afetleri gerçekten önceden seziyorlar mı? Sumatra’da kaplanların korunmasıyla ilgili bir projede çalışan Debbie Marter, BBC’ye yaptığı açıklamada,”Vahşi hayvanlar depremle ilgili sezgiler konusunda özellikle çok hassastır” diyor.
Marter’a göre vahşi hayvanların çoğu, doğayla ilgili ani değişimleri, olayın fiilen gerçekleşmesinden çok önce hissetmeye başlıyorlar ve buna göre içgüdüsel olarak önlem alıp, doğru yönde tehlikeden uzaklaşmaya çalışıyorlar: “Belki bir titreşim, belki de hava basıncındaki bir değişiklik hayvanları alarma geçiriyor ve hemen kendilerini güvenli hissedecekleri bir yere doğru harekete geçiyorlar” diyor Marter.
“Altıncı his” denen sezgi derinliği, bugüne dek bilimsel olarak ölçülemediği ve kanıtlanamadığı için, bilim dünyasında fazla ciddiye alınmıyor. Ancak bu alanda çalışan uzmanlar, hayvanların sezgilerini ve davranış değişikliklerini analiz etmeyi öğrenirsek, afetleri erken haber alma konusunda yeni bir yöntem edinmiş olacağımızı ileri sürüyorlar.
Tüm bu bilgiler altında, Hayvanların Altıncı Hissi Var mı? sorusuna evet diyebilmek yanlış olmasa da bilimsel olarak kesin bir cevap verebilmek şuan için mümkün değildir.